Covid-19 Salgınının Çeklere Etkisi

10 Nis 2020

COVİD-19 diğer adıyla Koronavirüs salgını birçok ülkede temel faaliyetler dışında tüm faaliyetlerin durdurulmasına, kültür, sanat, spor ve benzeri tüm etkinliklerin askıya alınmasına ve nüfusun evlerinde vakit geçirmek suretiyle virüse yakalanmaması ve yaymaması adına alınan bir dizi gerekli adımların atılmasına neden olmuştur.

Bu kapsamda Türkiye Cumhuriyeti tarafından vatandaşların herhangi bir hak kaybı yaşamaması adına her geçen gün çeşitli önlemler alınmaktadır. Alınan bu önlemlerden biri de 26 Mart 2020 tarihide yayınlanarak yürürlüğe giren 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun’dur. Söz konusu kanunun geçici 1. Maddesiyle yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amaçlanmaktadır.

7226 SAYILI KANUNUN GEÇİCİ 1 MADDESİ

(1) Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde görülmüş olması sebebiyle yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla;
a) Dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikâyet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dâhil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler; 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile usul hükmü içeren diğer kanunlarda taraflar bakımından belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim tarafından tayin edilen süreler ile arabuluculuk ve uzlaştırma kurumlarındaki süreler 13/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden,
b) 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile takip hukukuna ilişkin diğer kanunlarda belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim veya icra ve iflas daireleri tarafından tayin edilen süreler; nafaka alacaklarına ilişkin icra takipleri hariç olmak üzere tüm icra ve iflas takipleri, taraf ve takip işlemleri, yeni icra ve iflas takip taleplerinin alınması, ihtiyati haciz kararlarının icra ve infazına ilişkin işlemler 22/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden,
itibaren 30/4/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar durur. Bu süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlar. Durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış sayılır. Salgının devam etmesi halinde Cumhurbaşkanı durma süresini altı ayı geçmemek üzere bir kez uzatabilir ve bu döneme ilişkin kapsamı daraltabilir. Bu kararlar Resmî Gazete’ de yayımlanır.

Yürürlüğe giren bu kanunun geçici 1. maddesi kapsamında akıllara gelen bir soruda maddenin çekte ibraz sürelerine etkisinin ne olacağıdır. Bu hususta hukuk dünyasında bir görüş birliği bulunmamakta olup ağırlıklı olarak iki farklı görüş ortaya çıkmaktadır.

Bir görüş; 7226 sayılı kanunun geçici 1.maddesi kapsamında açıkça “ibraz ve zamanaşımı süreleri” ibaresine yer verilmiş olduğundan çeklerin ibraz sürelerinin, 30.04.2020 tarihine kadar duracağını ve bu süre zarfında yapılan ibrazların geçerlilik kazanmayacağını savunmaktadır.
Bu görüş çerçevesinde dikkat edilecek husus; 7226 sayılı kanunun yayımlanmasının öncesinde çeklere ilişkin son durumun 5941 sayılı Çek Kanunu’nun Geçici 3. Maddesi’nin 5. Fıkrasına göre 31.12.2020 tarihine kadar, üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce vadeli/ileri tarihli/postdate çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersiz olduğudur. Dolayısıyla üzerinde yazılı düzenleme tarihi 30.04.2020 ve sonrası tarihli olan çekler şu an için 7226 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesinin kapsamı dışındadır. Zira bu çekler, üzerlerinde yazılı düzenleme tarihinden önce bankaya ibraz edilemeyecekleri, bir diğer ifadeyle ibraz süreleri henüz daha işlemeye başlamamış olduğu için 7226 sayılı Kanun’un Geçici 1. Maddesi’ne değil, Çek Kanunu Geçici 3/5 maddesine tabidirler.
Ayrıca 7226 sayılı Kanun Geçici 1. Maddesi uyarınca “Durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış sayılır” şeklinde hükme binaen çeklerden ibraz süresi 10 gün olanların 13.03.2020 tarihi itibariyle ibraz süresinin bitmesine ne kadar süre kalmış olursa olsun ibraz süreleri 30.04.2020 tarihinden itibaren 15 gün uzatılmış olacak ancak ibraz süreleri bir ay ve üç ay olarak düzenlenen çeklerin 13.03.2020 tarihi itibariyle ibraz sürelerinin bitmesine on beş günden daha fazla bir süre olacağından, bu durumda sürenin işlemesi duracak ve ibraz süresi 30.04.2020 tarihinden itibaren tekrar kaldığı yerden işlemeye başlayacaktır. Dolayısıyla ibraz süresi bir ay ve 3 ay olan çeklerin 30.04.2020 tarihinden sonra ibraz edilmeleri halinde ibraz sürelerinin dolup dolmadığı, çekin ibraz edildiği muhatap banka tarafından bu esaslar çerçevesinde yapılacak hesaplama ile tespit edilecektir.
Diğer görüş ise; 7226 sayılı kanun kapsamında sürelerin durmasının çekin ibraz sürelerini etkilemeyeceği bunun için çekler bakımından ayrı olarak açık ve özel bir yasal düzenlemenin yapılması gerektiğini belirtmektedir. Yasal düzenleme kapsamında çekin ibrazının engellenmediğini böyle bir durumun olması için ancak yasa ile verilen hakkın yasa ile alınabileceği savunulur. Ayrıca çekin ibraz edilmesi durumunda bankanın hesapta bulunması halinde ödeme yapması gerektiği, hesapta çekin karşılığının bulunmadığı durumda ise “karşılıksız” şerhi edilebileceği belirtilmektedir.

Çeklerin ibraz sürelerine ilişkin yaşanan bir diğer tartışma da Türk Ticaret Kanunu’nun 811. Maddesine ilişkindir. Zira Türk Ticaret Kanunu 811/1 Maddesi “Kanunen belirli olan süreler içinde çekin ibrazı veya protesto edilmesi veya buna denk bir belirlemenin yapılması, bir devletin mevzuatı veya herhangi bir mücbir sebep gibi aşılması imkânsız bir engel nedeniyle gerçekleştirilememişse, bu işlemler için belirli olan süreler uzar.” hükmünü havidir. Dolayısıyla bu hükme göre, çekin ibraz eylemi veya protesto edilmesi ya da çekin arkasına karşılıksız şerhinin yazılması gibi bir eylem için kanunda öngörülen süreler uzayıp uzamadığı konusu gündemdedir. Burada dikkat edilecek nokta Covid-19 salgınının aşılması imkansız bir engel oluşturup oluşturulmadığı noktasıdır. İbraz sürelerinin duracağını belirten görüş; bu durumun herkes için aşılması imkansız bir engel oluşturduğunu, zira Devlet’in herkesin salgından korunmak ve salgının yayılmasının önüne geçmek için görsel, işitsel ve sosyal medya yoluyla sosyal izolasyonu, kalabalık ortamlardan uzak durmayı, sosyal mesafeyi korumayı, herkesin evinde kalmasını teşvik ettiği bir dönemde hiç kimseden kendisini ve yakınlarını tehlikeye atmasının beklenemeyeceği, dolayısıyla bir mücbir sebep oluşturduğu belirtmektedir.

Buna karşın söz konusu kanunun çeklerin ibraz sürelerini etkilemeyeceğini düşünen diğer görüş; ülkemizde herkes için uygulanan bir sokağa çıkma yasağı olmadığını, bankaların saat kısıtlamasına girmiş olsa da belirli saat aralığında çalışmaya devam ettiğini belirterek sadece 65 yaş ve üstü, bağışıklık sistemi düşük ve kronik akciğer hastalığı, astım, KOAH, kalp/damar hastalığı, böbrek, hipertansiyon ve karaciğer hastalığı olanlar ile 20 yaş altında hamiller ve kanuni temsilcileri açısından aşılması imkansız bir engel oluşturduğunu belirtmektedirler.